Marûf–u Kerhî Rahmetullahi Aleyh, oruçlu olduğu bir gün, ikindi vaktine yakın
pazardan geçerken bir sucunun:
"Bu sudan içene Allah rahmet ve bereketi ile muamele eylesin!" diye dua ettiğini gördü
ve icabet edip orucunu bozdu. Yanındakiler:
"Efendim, orucunuzu niçin bozdunuz?" dediler.
Mâruf Hazretleri:
"Sucunun duasındaki berekete nâil olmak istedim." buyurdu.
Vefatından sonra kendisini rüyada görüp, sordular:
"Allah sana nasıl muamele etti?"
Cevap verdi:
"Sucunun o hâlisane duası bereketiyle, Rabbim bana güzel muamelede bulundu. Bana merhametle
muamele buyurdu."
Gönlü Allah ile beraber nice garipler vardır ki, bazen onların duaları nafile
ibadetten daha müessirdir. Ancak ifade etmeli ki, daha mühim bir fazilet dolayısıyla bozulan nafile oruçlar, sonradan
kaza edilmelidir. Zira artık vacip hükmündedir. Burada anlatılmak istenen husus, daha önemliyi mühime tercih edebilmektir.
Çünkü an gelir, nice küçük görülen şeylerde pek büyük faydalar bulunabilir. Diğer taraftan virane hâlindeki bazı
yerlerde nice definelerin gizli olabildiği gibi, kullar arasında da zâhiren virane olup bâtınen mücevher olan
niceleri mevcuttur ki, bunlara karşı gâfil olmamak lâzımdır.
Şair ne güzel söyler:
Her geceyi Kadir bil, her gördüğünü Hızır;
Bak dîdâr sana nâzır, sekiz cenneti hâzır!..
Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyururlar:
"Size cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayıf oldukları, hem de halk tarafından
zayıf görüldükleri için kimsenin önemsemediği ve fakat "şöyle olacak" diye yemin etseler, isteklerini Allah'ın
gerçekleştireceği kimselerdir.
Size cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Onlar da katı kalpli, kaba,
cimri ve kasılarak yürüyen kibirli kimselerdir." (Buhârî, Eymân, 9; Müslim, Cennet, 47)